25 Aralık 2017 Pazartesi

parmenides-doğa hakkında

Doğa Hakkında(Sev Çevirisi) Hakkında Kaleme Aldıklarım
Parmenides fikirleriyle Platonu etkilemiştir, Timaios diyaloğundaki gözün asıl işlevinin astronomiyi anlaması, evrenin küre şeklinde olması, evrenle ilgili cümlelerde geniş zaman kipinden başka kip kullanılmaması, bunların hepsi, Parmenides’ten alınmadır.
Parmenides’in fikirleri de başka filozoflardan beslenmiştir ve kitap temel bir soru üzerinde ilerlemiştir. Başlangıç problemi.
Thales’in ilk arkhesi, Anaksimandros’un aperion’u, Ksonaphenes’in tek tanrısı, bunların üstüne Parmenides’in küre ‘var’ı.  Parmenides’ten Platon ve Aristoteles’e geçen fikirler. (Bu bölümde Y.Gurur Sev’in giriş yazısından da yararlanılmıştır,kendi fikirlerim de vardır.)

1.Kısım(Giriş Hakkında)
Bu kısım bir yolculukla başlıyor, tanrıça Dikhe’nin yanına giden bir yolculuk. Gelecek hakkında bir spoiler veriliyor, tam  10.fragmanda,fragman şöyle diyor:’’…geride bırakıp karanlığın diyarını, ışığa doğru yol alırken.’’
Bu ışık,bilginin açığa çıkacağı ışıktır, evimizi aydınlatan ışık değil.
23.fragmandan 32.fragmana kadar alıntı yapmak, iyi olacak. Çünkü Tanrıça’nın ilk teması ve edebi bir dil var.
‘’Ve Tanrıça beni nazikçe buyur etti, aldı eline sağ elimi,
söyledi bana doğruca şu sözleri:
Ey delikanlı! Ölümsüz sürücüler eşliğinde,
atlarca taşınarak gelen evimize, hoş geldin,
kötü kadar değil neden olan çıkmana bu yola,
zira bu yol dışındadır insanların gezindiklerinin,
ama hem hak hem de adalet. Zorunlu ama hepsini öğrenmen;
bir yandan Hakikatin iyice yuvarlanmış sarsılmaz yüreğini,
bir yandansa fanilerin içinde hakiki inanç olmayan sanılarını.
Ancak bunları da öğren,yani fanilerin aldanışlarını,
ve kabul edilebilir olmaları gerektiğini
tüm evreni kuşatan seferin boyunca.’’
28.fragman Parmenides’in hakikati öğrenip kutsallasacağının temsilidir. Çünkü insanların gezdikleri yerler, hakikatin dışındadır. Hakikatin içinde gezen, insan olamaz diye bir anlam çıkarıyorum. Belki filozof olur. 32.fragmandan sonra 1.kısım bitiyor.
2.Kısım(Hakikatler)
İki irdeleme yolu akıllıca diyor Dike’miz burada. 1.si ‘’Vardır, hem de bir anlamda yoktur varolmaması.’’ 2.si ise ‘’Yoktur,hem de bir anlamda zorunludur varolmaması,’’
bu yolun gerçekten de tümüyle girilmez(bence girilemez de denebilir(beboca)) olduğunu söylüyorum sana;
çünkü ne bilebilirsin varolan-olmayanı, zira uygulanabilir değil,
ne de ifade edebilirsin.

…zira aynıdır düşünmekle var olmak .

Çelişmezlik ilkemiz bize der ki, A B ise A B değildir olamaz. Var varsa eğer var değil olamaz. Yok var değildir,bu yüzden de var olamaz. Parmenides varolan-olmayanı bilemezsin çünkü bu olanaksızdır diyor, varolan-olmayansa, ki bu olanaksız çünkü mantık ilkemizle çelişiyor, o şey özdeşliğini de kaybediyor.  Bu yüzden de diyor, var olan-olmayan yoktur. Bu yol da olanaksızdır. Hakikati söyleyen Dike bu yoldan gidilemeyeceğini söylüyor. Biraz haklı da, sanırsam.
VI 1-2 fragmanlarını da biraz konuşalım
‘’Zorunlu hem söylemek hem de düşünmek varolanın olageldiğini;
zorunludur zira var olması,hiç ise yoktur.
Buradan anladığım iki şey var;var olan,zorunlu olarak söylenmeli ve düşünülmelidir ve hiç diye bir şey yoktur.
VI 8-9 fragmanlar da şöyle.
‘’onlar ki hazır olmakla var olmamayı aynı addederler,
hem de aynı değil,onlar için her şeyin geri dönüşlüdür yolu.’’
Burada Herakleitos’un zıtlıkların birliği fikrini eleştiriyor sanırsam,’’varlık ve yokluk’’ birdir fikirler saçmalıktan ibarettir,dönüşler yani oluş saçmalıktır,der gibi.
VII 5-6 fragman
‘’ayıkla logo ile muğlak kanıtı
benim söylediklerimden’’
VIII-1’den itibaren de ‘’vardır’’ yolunu incelememiz kalıyor ve özelliklerini sıralıyoruz.
3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14
‘’bir anlamda o,oluşmamıştır ve bozulamaz,
zira eksiksiz,sarsılmaz hem de ereksizdir;
ne bir zamanlar vardı,ne de olacak.
Madem halihazırda vardır evren;hemhal,bir,sürekli…
Hangi minvalde gelişmiş olabilir?
Varolan-olmayadansa,ne söz etmene izin vereceğim senin ne de düşünmene;
zira söz edilebilir değil,ne de düşünülebilirdir ‘’yoktur’’.
sonra ya da önce,hiçlikten fışkırmaya?
Böylece ya bütünüyle hazır olması zorunludur ya da olmaması.
Ne de inanç kudreti izin verecek var olmayandan
meydana gelmesine bir şeyin kendinden öte;bu sebepten,
ne oluşa icazet vermiştir Dike,ne de bozuluşa,bırakmak suretiyle zincirleri,

Oluşmadıysa,vardır;oluştuysa,yoktur. Çünkü varlık hiçlikten gelemez. Her şey oluşsa,başta hiçlik vardır ve hiçlikten varlık türetilemez. Vardır ve bozulamaz,çünkü bozulmak için hareket ve değişim şarttır,hareket varsa değişim vardır. Ama Parmenides’in felsefesinin en büyük tarafı hareketi kullanılmaz hale getirip,onun yok olduğunu söylemesidir. Zenon’un paradoksları da hareketin olmadığını bize vurgular. Peki diyor nasıl var oldu var? Şöyle cevap veriyor Dike’miz.

20
‘’Zira eğer varlığa geldiyse,yoktur,
ya da eğer günün birinde yazgılıysa var olmaya’’

Yani;öncesiz,nedensiz,amaçsız,bölünmeyen,bozulmayan,oluşmayan,sarsılmaz,devinimsiz bir ‘’var’’.


----3. Kısım(Doxa-Sanılar)ı da siz okuyun. Bu kitap yazısını şu an için bitirmeyeceğim. Ama bu yazdığımı 1 ay sonra falan yazıyorum, tireden öncekileri yazalı  1 ay falan oldu. Şu aklımdakilerle bitireceğim kısaca. Herakleitos'a ve onun gibi düşünenlere giydiriyor kısacası 3.kısımda.

1.Var olan, varlığa gelmemiştir; yok olamaz.

Bunun demesinin nedeni şudur: Var olan eğer varlığa geldiyse bunun 2 cevabı olabilir.
a) Varlıktan             b)Hiçlikten
Varlıktan geldiyse eğer, varlıktan varlık olacaktır, diyor. Yani beyazdan beyaz olacaktır gibi. Beyaz ya beyazdır ya da değildir. Yani varlıktan gelmesi olanaksızdır çünkü varlıktan geldiyse zaten vardır. Çünkü beyazdan beyaza gidilemez, çünkü varlıktan varlığa gelinemez-gidilemez.
Hiçlikten geldiyse eğer, bu da çelişmezlik ilkemizi ihmal edecektir. Bu yüzden de hiçlikten de gelemez.

Bunlarla birlikte, Parmenides bütün kipleri atarak, geniş zamanda kullanıyor var olanın olmasını. Vardır. Bu cevabı da diğerlerin mümkün olmamasıyla veriyor olabilir, bilemiyorum.

2.Değişmez

Bunu demesinin nedeni de şudur: Var olanın bir o kadar da var-olmayan tarafı yoktur çünkü. Olsaydı eğer çelişmezlik ilkemizi bozacaktı, bu yüzden de, değişemez.

3.Hareketsizdir.

Bunu demesinin nedeni de şudur: Eğer hareket edebilseydi, A’dayken B’de olmayacaktı, B’deyken A’da olmayacaktı, bu da varlığa yokluk bulaştıracaktı, yine çelişecektik. Aşağıda göstermeye çalışayım.


  A-----------------B                  A-----------------B
var                                               var

Var hareket edebilseydi, A’da varken A’da olumsal olarak olmayabilirdi de. Bu yüzden de hareket yoktur.

4.Bölünemez/ Parçasızdır, eşittir. (Tıpkı yusyuvarlak bir küre gibi!)

Bunu demesinin nedeni de şudur: Eğer bölünseydi, var olanın bir o kadar da var olmayan tarafı olacaktı. Çünkü A’yı oluşturan bir a ve b olsaydı, A’nın A’yken bir o kadar da var olmayan tarafı olacaktı, yani a ve b. Olumsal olarak olması dahi, varlığa yokluk bulaştıracaktır. Bu yüzden de tektir, parçasız.

5. Zamansızdır, zamana tabii değildir.

Haliyle diyesim geliyor burada. Bunun demesinin nedeni de şudur: Eğer varolan zamanlı olsaydı, şimdiki zamandayken geçmiş zamanda, gelecek zamanda olmayacaktı. Bu da var olana yokluk  bulaştıracaktı.

Temel olarak 5 özelliği analiz edersek, şu ortak noktada birleşiyorlar. Varlığa yokluk bulaştırmaklık bakımından birbiriyle özdeşler. Temel prensibimizi çiğniyorlar, bu yüzden de yoklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder