20 Ağustos 2015 Perşembe

Soyut renkler

Hiç bir zaman asilliğini bilemediğim konu.
Bahsedemeyeceğim,paylaşamayacağım düşüncelerimi.
Somut olduğu kadar,soyut olduğu kadar.

İstanbul;milattan önce Byzantion
Geçmiş somut mudur?
Aspendos oteli,otuz yıllık birikim
Geçmiş somut mudur?

Kendi sorularına kendi yanıt veren,adam(?)
Somut olduğu kadar,soyut olduğu kadar.
Renk cümbüşleri,arı kovanları
Aklımın kürekleri,aklımın balıkçısı.

''Peki Konstantin neden burayı başkent olarak seçti?''
''Kral Byzas'la aynı nedenden... Byzantion hem güzel,hem de savunması kolay bir şehirdi.''

Güzel Helen.
Sen!
Somut muydun?
Soyut muydun?

Dört dakika önce oje

Ojelerin de isimleri var değil mi?
Renkleri,kişilikleri,gülüşleri.

Ojelerin de bir duruşu var.
Eskimiş,yeni,eksik ve deli.

Ojelerin dilleri yok.
Görmüş,duymuş,bilmiş.

Ojeler kimi zaman çok bilmiş
Kırmızı pasteller,somut değilmiş.

2 2 4

2 2 4 ediyor
Benim sana söylememem daha doğru.

2 2 4 hiç gizli değil
Benim gizli kalmamam daha doğru.

2 2 4 neresi anlamsız bunun?
Benim anlamsız yanım daha doğru.

2 2 4 bekliyor
Benim beklemem daha yanlış.

2 2 5 ben de olabilirdim.

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Sucuklar ve rakamlar

Dört sucuk dilimi olması da hiç yabancı değil zaten.

04.04

Bir dakikalık saygı duruşu

Baresiz fa majör

Akoru yanlış bastım.
Aklımın ucundan dahi geçmedi doğrusu.
Sen vardın yoktun
Fa majörün içinde yoktun.

1,3,5,7

Kılıf uydurmaktan değil,
Kılıf uyduramamaktan bahsediyorum.
Boşladım,
Boşluk tuşunu da solladım.

3,5,7

Akoru yanlış bastım.
''Bastım ki.''
Yanlışlığımmış

Geri geri

Biz gerçekliğe geri viteste dönerken
Direksiyonda kim vardı?

Geri gitmek mi? Geri dönmek mi?
Şimdi bunu düşünüyorum.

Gittim say.

Yükseklik önemli değil

Altlı üstlü sigara
Bitince atıyorsun,
Atıyoruz.
Düşüşünü izliyorsun,
Düşmek dahil değil.
Düşler dahil değil.

Yani

Olmuyor

13 Ağustos 2015 Perşembe

İnsan ve insanlık sorunları hep özgün ve benciller.
Kimimiz yazmakta zorlanır,kimimiz konuşmakta.Şuan kendimle konuşuyorum ve kendimin başında kendim varım.Bencillik sevilmeyen ama her insanda olan bir şey.Herkes kendi sorunlarının büyüklüğünde. Belki de bir anne,bir baba olsak,güzel ama gerçekten güzel bir insan olsak,ya da bir kuş,evet evet bir kuş olsak bu kadar bencil olmayız,olamayız. Dertlerimiz bitmek bilmeyen bir çöplük ve elektrik gider gibi aniden ve bilmediğimiz nedenlerden ötürü yaşamakta olduğumuz karanlık,geleceğini biliyoruz. Evet,evet gelecek.Biliyoruz,biliyoruz da ne zaman gelecek,bilmiyoruz.Belirsizlik ve boşluktan şefkat bekliyoruz. Sahi belirsizlik, ne boktan bir şey.
Bir kuş diyorum,bir kuş. Ne kadar bencildir ki? Bir kuş günde kaç kez ölebilir? Sahi bir kuş aşık olabilir mi? Bir kuş olsaydım,aşık olmazdım.
Bir ipi takip ederek geçen hayatlarımız,öyle olmadığını fısıldayıp duruyor. Sırasıyla yaşıyoruz hayatımızı.Her devre göre değişik şeyler,bu devrinki ise tahsil,iş,askerlik,evlilik,çoluk ve çocuk ve vesaireler. Sadece içini dolduruyoruz. Ha bir sene geç,ha bir sene erken. Şükür mü etmeliyiz bunun için. Sahi,şükür mü? Yapamasam ederdim belki de. Yapacağım için sövüyorum ya. Yapamasam daha kıymetli olurdu. Ayağım olmasa koşmak isterdim,düşünemesem,düşünmek isterdim.Siyahın ortasında olsam beyazı,beyazın içinde olsam siyahı isterdim. Elde edilince geçecek olan mutluluklar için koşuyoruz.
Gerçek,gerçek bir şeyler istemekte bencilce midir?
Kaç harflik bir kelimedir ki bu hayat?
Kaç yazım yanlışı yapmışızdır ki bu hayatta?
Kaç duygudur sarhoş olmak?
Cesurca mıdır savaşmamak? Sahi bitmez bilmez bir savaşın içinde doğup,savaşmaktan nasıl kaçınır insan? Tek yanlı yanıma,hoş kal.